Tony Overwater
Genç bir doğaçlamacı olarak, müziğimi ifade etmenin daha kişisel ve özgün bir yolunu hep aradım. Caz kökenli biri olarak, içimde hep bir eksiklik hissediyordum — sanki müzikal ifademe katmam gereken ekstra bir kelime dağarcığı var gibiydi. Ortadoğu makamlarını tanımaya başladım, ardından İran müziğini keşfettim. Bu dünyada, uzun zamandır arzuladığım bir zenginlik ve incelik buldum. Kendi müzikal dilimi bu geleneklerle harmanlamak, beni ömür boyu sürecek bir keşif yolculuğuna çıkardı. Bu yolculuk beni yeni bir enstrümana —aslında çok eski bir enstrümana— götürdü: 16. yüzyıldan kalma violone, yani kontrbasın atası. Altı telli bu enstrüman, bana aradığım dilin inceliğine, detayına ve genişliğine daha da yaklaşmam için gereken olanakları sunuyor. Bu dili artık kendi sesim olarak adlandırıyorum.